● Retinol olarak da bilinen vitamin A monohidrik bir alkoldür. Alkol grubunun aldehitle yer değiştirmesi ile retinal, asit grubu ile yer değiştirmesi sonucuda retinoik asit adını alır Vitamin karaciğerde palmitat biçiminde depo edilir.
● Evcil hayvanlar, vitamin A ihtiyacını bitkilerde bulunan vitamin A ön maddesi “karoten” den sağlarlar.
● Başlıca provitamin A ‘lar; Alfa, beta, gama karotonoidler ve kriptoksantinlerdir. Provitaminlerin tamamı provitamin A etkisini göstermezler. Ksantofil yumurta sarısına renk verir.
● Beta (β) – karotenli bitkilerde fazla miktarda olması ve yüksek vitamin aktivitesi göstermeleri nedeniyle hayvan beslemede önemlidir. Beta (β) – karotenin vitamin A aktivitesi diğer karotenlerden yüksektir.
● Yaprağı çok yeşil bitkiler bol karoten bulundururlar. Kurutulmuş bitkilerde yeşil rengin derecesi yemin beta (β) – karoten miktarını gösterir.
● Kediler beta (β) – karoteni vitamin A olarak kullanamazlar.
● İnsan, sığır, at ve balıklarda karotenin önemli bir kısmı emilir. Emilen karoten karaciğerde ve yağlarda depo edilir. Bu nedenle vücut ve süt yağları sarıdır. Karoteni absorbe edemeyenlerin vücut yağı beyaz renklidir.
● Sığırlarda türlere göre karoten emilimi farklıdır. Holsteinler karoteni iyi dönüştürdükleri için sütleri ve süt yağları beyazdır.Karoteni çokça absorbe ettikleri halde yeterli değerlendiremeyen jersey ırklarının sütleri daha sarı renktedir.
● Yağlar, özellikle doymamış yağ asitleri karotenin emilmesini hızlandırır. Vitamin E gibi antioksidan bileşikler provitamin A ile vitamin A ‘nın bağırsak villuslarında ve ara metabolizmada oksidatif yıkımını önler. Buna karşılık yağların acılaşması sonucu oluşan peroksitler bu bileşiklerin hızla yıkımlanmasına neden olurlar.
● Yemlerde protein ve fosfor yetersizliği veya nitratların yüksek miktarda bulunması vücutta karotenin değerlendirilmesini olumsuz yönde etkiler.
● Bitkilerin yapraklarında karoten, diğer kısımlarına göre daha fazla bulunur.
● Baklagillerdeki karoten miktarı çayır otundan daha fazladır. Bitkilerdeki karoten düzeyi çiçeklenmeden sonra azalır.
● Hasat, kurutma ve depolanma sırasında yeşil bitkiler ve otlarda bulunan karotenlerin büyük kısmı yıkımlanır.
● Çiçeklenme döneminde veya bundan önce biçilen ve aşırı güneş ışığı ile yağışa maruz bırakılmayan otlarda karoten kaybı çok azdır.
Tohumlanma döneminde biçilen ve güneş ışığı ile yağışa maruz kalanlarda karotenin hemen hemen tamamı parçalanır.
● Kalsiyum ve fosforlu mineral karışımları ile diğer iz elementleri ihtiva eden yem katkı maddeleri vitamin A ‘nın parçalanmasını hızlandırırlar.
● Karaciğerde palmitat biçiminde biriktiğinden karaciğer iyi bir vitamin A kaynağıdır.
Karaciğer rahatsızlıklarında vitamin A emilimi azalır.
● Vitamin A emilimi; karaciğer rahatsızlıkları, pankreatik sekresyon bozuklukları, safra kanalı tıkanıklıkları, Mikotoksikozis, koksidiyozis ve kronik Diyarı gibi durumlarda azalır
● Gebelik, plazma vitamin A düzeyini önemli ölçüde etkiler.
● Gebeliğin 1 / 3’ün de plazma vitamin A düzeyi azalır, sonra artar ve doğumda da dik bir düşme görülür bundan sonra plazma vitamin A düzeyi hızla normale çıkar .
● Plasenta vitamin A ve karotenlerin ve yavruya geçmesini engeller; yavrunun vitamin A düzeyi annenin vitamin A düzeyinden önemli ölçüde aşağıda kalır.
● Kolostrum yavru için önemli bir vitamin A kaynağıdır.
● Yemle alınan vitamin A miktarı azaldığında, vücut, karaciğer depolarından tamamlanmaya çalışır.
● Retinol ve karotenler ince bağırsaktan emilir.
● Karaciğerde kuppfer hücrelerinde depo edilir. vitamin A palmitat şeklinde depolanır. Vitamin A hücrelerde genellikle endoplazmik retikulum (ER) ve golgi de depolanır.
● Vitamin A, proteinlere bağlanarak dolaşır.
● Protein noksanlıklarında retinol bağlayıcı protein (RBP) azalacağından yeterli miktarda vitamin A bulunduğunda bile Vitamin A nın plazmadaki yoğunluğu düşer.
Bu durumda protein noksanlığı giderilmesine yönelik sağaltım ve beslenme uygulanmalıdır.
● Vitamin A görme, büyüme, epitelizasyon, büyüme, kemiklerin gelişmesi, üreme ve embriyonun gelişmesi için önemli görevler yapar.
● Vitamin A, bütün türlerde spermatogenezisi ve dolayısıyla fertiliteyi etkiler.
● Vitamin A özellikle T ve B lenfositlerin sayı ve oranlarındaki olumlu gelişme, peritoneal makrofajların fagositoz yeteneklerinin artması, plazma hücrelerinin immunglobulin sentezleme fonksiyonlarının gelişmesi gibi fonksiyonlar üzerine olumlu etki gösterir.
● Vitamin A noksanlıklarında, karaciğerde D vitamini sentezi aksamaktadır.
● Vitamin A, kortikosteroidlerin immun sistem üzerine gösterdikleri immunosuppressif etkiyi ortadan kaldırarak Dolaylı yoldan immunstimülatör etki gösterir.
● Böbrek bozuklukları, östrus siklusu düzensizlikleri, plasentanın gelişmemesi ve üreme bozuklukları, fötal rezorbsiyon, kongenital bozukluklar vitamin a yetersizliğinde görülen bozukluklardır.
● Vitamin A eksikliği gece körlüğüne sebep olur. Gece körlüğü körlüğe kadar gidebilir.
Süt sığırlarında vitamini A noksanlığında;
● Yavru atma, zayıf yaşama gücü, kas güçlüğü, çırpınma nöbetleri, sendeleyerek yürüme, zayıflama, boyun, kuyruk ucu ve ense civarındaki deride kuruma ve dökülme, ödem görülür.
● Vitamin eksikliği damızlık hayvanlarda infertiliteye gebe olanlarda yavru atmalara, ölü, zayıf veya kör yavruların doğmasına yol açar. Daha hafif durumlarda yavrular vitamin A depolarına mahkum kalarak doğarlar.
Et sığırlarında vitamini A noksanlığında;
● Tüm vücutta genel ödem görülür. erkek damızlıklarda sperm epiteliğinde dejenerasyonlar, sperm sayısında ve hareketliliğinde azalma, anormal sperm sayısının artmasının gibi sonuçlara bağlı olarak cinsel aktivite önemli ölçüde düşer.
Koyunlarda vitamini A noksanlığında;
● Gece körlüğü, ölü veya zayıf doğurma, kas spazmları ve çırpınmalar görülür. İdrar yollarında taşların şekillenme sıklığı artar.
● Atlarda vitamini A noksanlığında;
● Gece körlüğü, gözyaşı akıntısı, korneada keratinleşme, solunum sistemi bozuklukları, tırnaklarda zayıf gelişme, ilerleyici zayıflama ve iştahsızlık görülür.
Kanatlılarda vitamini A noksanlığında;
● Vitamin A bakımından yetersiz beslenen kanatlılarda yetersizliğin ilk belirtileri büyümede duraklama, zayıflama, tüylerin kabarık hal alması ve sallantılı yürüyüştür. Ergin hayvanlarda yumurta verimi ve yumurtadan civciv çıkma oranında düşme gözlenir. Yeterli büyüyememe, hastalıklara duyarlığın artması, kas dengesizliği, karışık tüylenme, bez salgılarının azalması, ağız ve solunum yolları epitelinde hasar, böbreklerde ürat kristallerinin birikmesidir.
● Ergin kanatlılarda, gözün etrafındaki başın genişlemesine yol açabilen peynirimsi eksudatın toplanması ile kendisini gösteren tipik göz lezyonları bulunur; bu durum beslenme nezlesi olarak bilinir.